Gastroözofageal reflü hastalığı, birçok insanın yaşadığı yaygın bir hastalıktır. Mide asidinin yemek borusuna geri dönmesi durumu olarak bilinir ve zamanla mide, gırtlak ve yemek borusundaki dokularda ciddi hasarlara neden olabilir.
ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri’nin (NIH) bir alt kurumu olan Ulusal Kanser Enstitüsü tarafından yapılan yeni bir araştırma, reflü yaşayan kişilerin, gırtlak ve özofagus (yemek borusu) kanseri gibi çeşitli kanserler için yüksek risk altında olabileceğini ortaya koydu.
RİSKİ 2 KAT ARTIRIYOR
Reflü ile kanser türlerinin olası bağlantılarına dair daha fazla bilgi sağlamak için NIH araştırmacıları, 490 bin yetişkin hakkındaki bilgileri inceledi. 16 yıl boyunca takip edilen katılmcılardan reflü yaşayanların özellikle yemek borusu kanserine yakalanma olasılığının iki kat daha yüksek olduğu bulundu.
Ancak araştırmacılar, bu çalışmanın tek başına yeterli olmadığını ve bu bulguları çoğaltmak ve reflünün kanser ve diğer hastalıklar için bir risk faktörü olduğunu belirlemek için ek araştırmalara ihtiyaç olduğu konusunda uyarıyor.
REFLÜNÜN EN YAYGIN BELİRTİLERİ
Asit reflünün en yaygın semptomlarından biri, özellikle yemek yedikten sonra göğüste yanma hissi yaşamaktır. Uzandığınız zaman bu ağrı daha da kötüleşebilir. Midenizden boğazınıza ve ağzınıza geri dönen ekşi veya acı bir tat olan kusma da yaygındır. Dahası, reflüden muzdaripseniz, ayrıca şişkinlik, gaz, kanlı dışkı ve mide bulantısı yaşayabilirsiniz. Beklenmedik kilo kaybı da reflü nedeniyle yaşanılabilir. Reflü, bazı durumlarda kuru öksürüğe ve boğaz ağrısına da neden olabilir.
Herhangi bir semptomdan birkaç haftadan daha uzun süredir şikayetçiyseniz veya ilaçlarınız işe yaramıyorsa, mutlaka bir doktora görünmeniz gerekir. Doktorunuz semptomları azaltmak için yaşam tarzı değişiklikleri veya ilaçlar önerebilir.
Ancak hiçbir şey işe yaramazsa, herhangi bir ciddi gelişmeyi teşhis edebilmek için birkaç test daha yapmanız gerekebilir. Doktorunuz sizden ülser veya yemek borusunda herhangi bir daralma olup olmadığını kontrol etmek için bir baryum testi yaptırmanızı isteyebilir. Diğer testler arasında yemek borusu ve alt yemek borusu sfinkterinin işlevini ve hareketini kontrol etmek için özofagus manometrisi, yemek borusunda asit olup olmadığını kontrol etmek için pH izleme, yemek borusu veya midede herhangi bir sorun olup olmadığını görmek için endoskopi ve biyopsi yer alır.
Peki bunun için ne yapılmalı?
Tropikal bir meyve olan kudret narı, ülkemizde de yetiştirilmektedir. Yüksek C vitamini ve faydalı birçok mineral içermesi sebebiyle kudret narının faydası çoktur. Mide ve bağırsak rahatsızlıklarında oldukça tercih edilen kudret narı, bazı cinsel sorunlarda da oldukça faydalı bir besindir.
Kudret narı, pek çok aktarda zeytinyağı veya bal ile karıştırılmış formları ile satılıyor. Diğer yandan kudret narının macun hali de yine aktarlarda satılıyor. Ama isterseniz evinizde yine aktarlardan satın alacağınız tohumu ile evinizde yetiştirebilirsiniz.
Kudret narının tadı acı olduğu için genellikle bal ile birlikte hazırlanan kürleri tüketilir. Bal yerine zeytinyağı içinde bekleterek veya reçel ile tatlandırarak da yapabilirsiniz.

Kudret narı, yüzyıllar boyunca özellikle mide hastalıkları tedavisinde kullanılmıştır. Kudret narının meyvesi olgunlaşınca birbirinden ayrılır, turuncu-sarı meyveler verir. Anavatanı Hindistan olarak kabul edilen kudret narı ile son yıllarda kanser tedavisi için araştırmalar yapılmıştır. Madde madde kudret narının faydalarını birlikte inceleyelim.
1- SİNDİRİM SİSTEMİNİN DOĞAL İLACIDIR
2- KANSERİ ÖNLÜYOR VE DURDURUYOR
3- BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR
4-İLTİHAPLARI GİDERİR
5-KARACİĞER DOSTUDUR
6-KANI TEMİZLER

7-CİLDİ GÜZELLEŞTİRİR VE KORUR
8-Egzama, sedef gibi yara hastalıkları ve yanıklar
9-Mide ve bağırsak problemlerine; ülser, bağırsak kurdu, mide-bağırsak iltihabı, kabızlık